31 Aralık 2013 Salı

atletizm görüntleri

atletizm nedir ?

Atletizm, bir pist ve alanda yapılan, dünyanın en eski sporlarından biridir. Bu oyunlarda atletler koşu, yürüyüş, atlama ve atma yeteneklerini gösterirler. Bu tür etkinlikler, çağlar boyunca tüm dünyada yaygın ilgi görmüştür. İlk koşu yarışının İÖ 3800 yılında Mısır'da düzenlendiği bilinmektedir. Ama tarihin en ünlü atletizm yarışmaları, ilk kez Eski Yunanistan'da düzenlenen Olimpiyat Oyunları'nda gerçekleşmiştir. Eski Olimpiyat Oyunları, yalnızca spor yarışmalarının düzenlendiği bir etkinlik değil, aynı zamanda sporun sanat ve kültürle birleştiği büyük şenliklerdi. Atletler yarışmalardan 10 ay önce hazırlanmaya başlar, son ayı da Olimpiyat Oyunları’nın düzenlendiği yer olan Olympia'da geçirirlerdi. Yarış öncesi hazırlanma değişik biçimlerde günümüzde de sürmektedir. Atletizm, insanın tüm güç ve yeteneğinin neredeyse tümüyle kullanılmasını gerektirir. Atletler birbiriyle yarışırken, aynı zamanda kendi güç ve yeteneklerinin sınırlarını tanır, bunları geliştirmeye çalışırlar. Pist ve alan atletizmi üç ana dala ayrılır: Koşu, yürüyüş ve alan (atlama ve atma) yarışları. Pist yarışları Koşu dalı, kısa mesafe hız, orta ve uzun mesafe koşularından oluşur. Bu yarışlar, kapalı salon ya da açık hava pistlerinde, yollarda ve kırlarda yapılabilir. Kısa mesafe hız koşuları, 400 metreye kadar olan koşulardır. Bu yarışmalarda atletler tüm mesafeyi baştan sona tam sürat koşarlar. Kısa mesafe koşuları, 100, 200 metre ve açık hava pistinin bir turuna eşit olan 400 metre yarışlarıdır. Kapalı salon pistleri ise daha kısadır. Dönemeçlerin eğimli olduğu 200 metrelik pistler çok yaygındır. Salonlardaki en kısa hız koşusu 50 metredir. Kısa mesafe koşucusu yarışa hızlı bir çıkışla başlar, iyice hızlandıktan sonra da hızını sürdürmeye çalışır. Orta mesafe koşuları, 800 ve 1.500 metre yarışlarını kapsar. Teknik olarak hız koşusu sayılmakla birlikte, orta mesafe koşuları hız ve dayanıklılığın iyi bir taktik anlayışıyla birleştirilmesine dayanır. Son birkaç yıldır Türk bayan atlet Süreyya Ayhan, 1.500 metrenin en iyi koşucularından biri sayılmaktadır. Uzun mesafe yarışları pistte 3.000, 5.000 ve 10.000 metre yarışlarını kapsar. Maraton ve yol parkurunda koşulan öteki yarışlar ise daha uzun mesafelerde yapılır. Son yıllarda uzun mesafe koşularına kadınlar da katılmaktadır. İlk kez 1969'da uluslararası bir yarışmada 1.500 metre koşan kadınlar, 1974'te 3.000 metre koşusuna, 1970 sonlarında da maraton yarışlarına katıldılar. Yalnızca erkeklerin koştuğu, 28 tahta engel ve 7 su engelinden oluşan 3.000 metre engelli yarışı dışında kalan tüm uzun mesafe koşularına kadınlar da katılırlar. Dünyada yaygınlık kazanan uzun mesafe koşularından özellikle maraton yarışlarına katılan atlet sayısı giderek artmıştır. Günümüzde Londra ve New York maratonlarına her yıl on binlerce atlet katılmaktadır. Öteki düz koşular ise, 4x100 ve 4x400 metre bayrak yarışlarıdır. Bayrak takımları dört koşucudan oluşur ve her koşucu yarışın eşit bir bölümünü koşar. Kendi bölümünü tamamlayan koşucu, bayrak denilen çubuğu bir sonraki bölümün koşucusuna verir. Engelli koşularda 10'dan fazla engel vardır. Erkekler 110 metre ve kadınlar 100 metre yarışlarında, engeller 106,7 cm, 400 metre yarışında ise 91,4 cm yüksekliğindedir. Yürüyüş yarışları ise yürümekten doğmuştur. Kural gereği, ileriye atılan ayak gerideki ayak yerden kalkmadan yere değdirilir. Bu nedenle, bacakları kırmadan adım atmak gerekir. Yol parkurlarında yapılan yürüyüş yarışları mesafeleri, kadınlar için 10 kilometre, erkekler için 20 ve 50 kilometredir. Alan yarışları Yüksek atlamada, ilk yıllarda makas tekniği denen bir teknik kullanılıyordu. Bu alanda daha sonra yeni teknikler geliştirildi. İçlerinde en iyisi sayılan köprü (flop) tekniğinde atlet, yukarı sıçradıktan sonra dönerek çıtayı sırtüstü geçer. Sırıkla atlamada eskiden metal ya da bambu sırıklar kullanılırdı. Daha sonra cam elyafından sırıklar yapıldı. Bu yeni sırıklar, bu dalda beklenmedik bir gelişme sağladı. Sırıkla atlamada dünya rekoru 25 yılda 1 metreden fazla bir farkla yenilendi. Sırıkla atlamada atlet sırığı iki eliyle kavradıktan sonra çıtaya doğru hızlanarak koşar. Ucunu çıtanın dibindeki V-biçimli kutuya yerleştirdiği sırığa abanarak, kendini yukarı fırlatır ve çıtanın üzerinden aşarken sırığı bırakır. Sırık atletin atlayış yaptığı tarafta kalır. Yüksek atlamada ve sırıkla atlamada, yarışmacının her iki yükseklik için üç atlayış hakkı vardır. Uzun atlama ve üç adım atlamada atlet, yeterince hızlanarak 10 santimetrelik basma tahtasından, olabildiğince uzağa atlar. Üç adım atlamanın, adından da anlaşılacağı gibi, üç aşaması vardır: İlk adımda atlet yükseldiği ayağıyla yere basar, ikinci adımda öbür ayağının üzerinde yere iner ve bu ayağıyla üçüncü sıçrayışını yapar. Gülle atmada, 2,1 metre çapındaki bir dairenin içinden, omuzdan gelen bir kol hareketiyle gülle fırlatılır. Metalden yapılmış, top biçimindeki güllenin ağırlığı, erkekler için 7,26 kg, kadınlar için 4 kg’dır. Çekiç atmada 7,26 kg ağırlığında metal top kullanılır. Çekiç, bu topun bir tel parçasıyla bağlandığı bir halkadan oluşur. Sporcu eliyle bu halkayı kavrayarak çekici fırlatır. Atış, bir bölümü tel örgüyle çevrilmiş, 2,1 metre çapındaki bir çemberden yapılır. Disk erkeklerde 2 kg, kadınlarda 1 kg ağırlığındadır. Atış, 2,5 metre çapındaki bir dairenin içinden yapılır. Atıcılar, diske itici güç sağlamak için, atışı bu dairenin içinde dönerek yaparlar. Cirit atmada, atış çizgisine koşarak yaklaşan atıcı, ciriti bir silkme hareketiyle öne doğru fırlatır. Erkeklerin kullandığı cirit 800 gr, kadınlarınki ise 600 gr ağırlığındadır. Birden fazla daldan oluşan yarışlar Bu yarışlar iki gün sürer. Dekatlonda erkekler, pentatlonda kadınlar yarışır. Erkekler dekatlonda 10 ayrı yarışa katılırlar. İlk gün 100 metre, uzun atlama, gülle atma, yüksek atlama ve 400 metre; ikinci gün 110 metre engelli, disk atma, sırıkla atlama, cirit atma ve 1.500 metre yarışları yapılır. Kadınlar pentatlonda yedi dalda yarışır. Birinci günde 100 metre engelli, gülle atma, yüksek atlama ve 200 metre, ikinci günde uzun atlama, cirit atma ve 800 metre yarışları yer alır. Atletizm kuruluşları Dünya atletizminin yönetici organı Uluslararası Amatör Atletizm Federasyonu’dur (UAAF). Dünya atletizm rekorlarını bu kuruluş onaylar. Ayrıca turnuvaların düzenlenmesinden yarışlarda kullanılan malzemeye kadar birçok konuyla ilgili kararları verir. 1896'dan beri dört yılda bir yapılan Olimpiyat Oyunları atletizm dünyası için en önemli yarışlara sahne olur. Türkiye’de atletizmin yönetici organı olan Türkiye Atletizm Federasyonu 1922’de kurulmuştur.

mutlu yıllar :)

30 Aralık 2013 Pazartesi

engellilerde pskomotor gelişimi (polis amca iş ve eğitim araştırma merkezi)

asıl muhtesem fotolar bunlar (bazen aklımıza bıle gelmeyen kişiler aslın :(

Engelliler Hakkında Bilgiler

Engelliler Hakkında Bilgiler Engelli, doğuştan veya sonradan meydana gelen hastalıklar, sakatlıklar (vücudun görsel/işlevsel/zihinsel/ruhsal farklılıkları) öne sürülerek, toplumsal/yönetsel tutum ve tercihler sonucu yaşamın birçok alanında kısıtlanan, engellerle karşılaşan kişi demektir. Engelli; "normal bir kişinin kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri, bedensel veya ruhsal yeteneklerindeki kalıtımsal ya da sonradan olma herhangi bir noksanlık sonucu yapamayanlar" olarak tanımlanmıştır. Bireyin fiziksel işlevlerindeki bozukluk ve bunların hareket yeteneğinde yarattığı eksiklik ve güçlük, onu toplumun diğer bireylerinden farklı kılar. Bu farklılık engellilerin yaşadığı ayrımcılığın da asıl nedenidir. Bilindiği gibi her türlü ayrımcılığın temelinde farklı olmak, yani "alışılmamış özelliklere" sahip olmak vardır. Fiziksel işlevlerdeki bozukluklar ve bunların hareket yeteneği üzerinde yarattığı sınırlamalar bireyi toplumdan uzaklaştırır. Toplumsal destek sistemlerinin yetersizliği, toplumun dışlayıcı tutum ve davranışları da engelli bireyin topluma eşit bireyler olarak katılmasını önler. Bilindiği gibi aile, çocukların sağlıklı olarak yetiştirilip, gelişebileceği, önemini hiçbir zaman yitirmeyen evrensel bir kurumdur. Özellikle, ilk davranış kalıpları, toplumsal hayata ilişkin kural ve roller, temel alışkanlıklar, mutluluklar, sevgiler, günlük ilişkiler içinde ailede öğrenilmektedir. Bu nedenle normal ya da özürlü, sorunlu ya da sorunsuz olsun her çocuğun, içinde büyüyüp gelişebileceği bir aileye gereksinimi vardır. Çocuğun özürü kesin olarak tanımlandıktan sonra, aile bireylerinin çocuğu ve özürünü kabullenebilmesi çok önemlidir. Engelli (mi?) Özürlü (mü?) Her biri farklı anlam ifade etse de, toplumun geneli tarafından aynı anlamdaynış gibi kullanılmaktadırlar. Oysa 'sakat' kelimesi vücudunda hasta veya eksik bir uzuv/organ olma halini (yani fizyoanatomik bir durumu) ifade ederken, 'engelli' kavramı, günlük yaşama dair temel (eğitim, ulaşım, erişim vb) planlamalar yapılırken (herkesin göz önüne alınmaması sonucu) sakatların mağdur duruma düşürülmesini ifade eder. Bir başka ifadeyle, herkesin kolayca yararlandığı (Negatif) haklardan (toplu ulaşım, eğitim, kamu binalarından/hizmetlerinden vb.) yararlanamama durumunda sakatlığın değil, engellenmişliğin/engelleyenin sorunsallaştırılması için 'engelli' kavramı yaratılmıştır. Günümüz sosyal bilimlerinde konuyla ilgili iki temel bakış açısı vardır. Bunlardan biri Medikal Model, diğeri ise Sosyal Model'dir. Medikal Model, 'sakatlığı olan bireye' ya da sakat kişinin yaşantısına değil, 'sakatlığa' odaklanır. Yani sakatlığı daha en baştan sorun olarak ele alır ve sakatlığı düzeltmeye çalışır. Sosyal Model'de ise sakatlık hali ikinci plana itilerek, 'çevresel, fiziksel, mekansal koşullar toplumsal tutumlarla birlikte bireyi engelli kılmaktadır' denir. Yani Sosyal Model sakatlığı değil, engellenme halini sorunsallaştırır ve o hali düzeltmeye çalışır. Bir anlamıyla Sosyal Model, Medikal Model'in antitezi gibidir. Engellilerin yaşadığı sorunlara dikkat çekmek için 3 Aralık Dünya Engelliler Günü, 10-16 Mayıs da Türkiye Sakatlar Haftası olarak ilan edilmiştir. Türkiye'de Engelliler Engellilerin engelsiz yaşama taleplerinin artması ve toplumun giderek bilinçlenmesine paralel olarak toplum hayatına katılmalarını kolaylaştıracak kanun, yönetmelik ve kurumlar çoğalıp gelişmektedir. Türkiye Sakatlar Derneği toplumu bilinçlendirmek ve bilgilendirmek üzere çalışan başlıca kuruluştur, sakat haklarına yönelik kanunların yürürlüğe girmesinde önemli rolü olmuştur. Bu kanunlardan bazıları şunlardır: İş Kanunu, orta boy işletmelere, engelli işçilere uygun iş verme zorunluluğu getirir; # İl Özel İdaresi Kanunu, özürlülerin oy kullanmasına yönelik kolaylıkları düzenler; # 25369 sayılı yönetmelik, işyeri bina ve eklentilerinde alınacak sağlık ve güvenlik önlemlerini belirtir. İstanbul'da Bakırköy ve Kadıköy yerel yönetimleri engellilere yönelik hizmetler sunmaktadır. Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu ve Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu; 2000 yılında kurulan ve bedensel engelli insanları spor ile tanıştırmayı amaçlayan federasyondur. TBESF çatısı altında 12 spor branşı bulunmaktadır. Yelken ve oturarak voleybol hariç 10 branşta spor faliyetleri yapılmaktadır. İşitme Engelliler Spor Federasyonu engellilerin spor faaliyetlerine katılmalarına önayak olan kuruluşlardır. Başkent Görme Engelliler Spor Kulübü ve Bursa Sağırlar Spor Kulübü Derneği de engellilerin spor faaliyetlerine olanak sağlayan kurumlar arasındadır.

güzel sözler

ölümsüz lider

Liderlik Kavramı, Önderlik Nedir

Liderlik Kavramı, Önderlik Nedir Lider sözcüğü, çoğu kez yönetici sözcüğü ile aynı anlamda kul­lanılmaktadır. Gerçekte bu iki sözcük farklı anlamları taşır. Yönetici durumunda olan bir kişinin önderlik yeteneklerine sahip olması zorunlu değildir. Ancak iyi bir yönetici olabilmek için önderlik niteliklerine sa­hip olunması zorunludur. Bir tanıma göre önderlik, bir kişinin diğerlerini yönlendirme ve onların davranışlarını olumlu yönde etkileme yeteneğidir. Başka bir tanıma göre önderlik, amaçlara ulaşabilmek için diğerlerini etkileme ya da ikna etme sürecidir. Bu tanımda süreç sözcüğü önderliğin, önder ve önderliğini yaptığı kişiler ya da grup arasında iki yönlü etkileşimi içeren dinamik bir süreç olduğunu ifade eder 0). Diğer bir deyişle önderlik, önderle grup arasındaki insan ilişkilerini gösterir.

paü hakkında bilgi:)

Son zamanların en çok gelişme gösteren üniversitelerinden biridir. Ege bölgesinin en iyi 2. üniversitesi olarak gösterilir. Dokuz Eylül'e hem kampüs ortamı hem de eğitim bakımından bin basar. Kampüs şehir merkezinden yaklaşık 20 dakika uzaklıkta Kınıklı'da bulunur. Kampüs yeşillikler içindedir. İçerisinde en büyük olimpik havuzlardan birine sahiptir. Şehrin dışına itilmiş bir görüntüye sahip değildir. Oldukça işlek bir yerdedir. Eğlence merkezlerine ulaşım çok kolaydır ( 1 otobüs) - Teras Park , Forum Çamlık vs... Kiralar oldukça uygundur 500 - 750 TL civarı.. Tıp fakültesinin olanakları çok gelişmiştir. Bir çok büyük üniversiteyle yarışacak düzeydedir.

paü besyo ya giriş

henry sözü :)

BAŞARISIZLIK ,DAHA ZEKİCE BAŞLAMA FIRSATINDAN BAŞKA BİRŞEY DEĞİLDİR...

29 Aralık 2013 Pazar

henry fotoları :)

HENRY FORD HAKKINDA BİLĞİ

HENRY FORD HAKKINDA BİLĞİ Henry Ford Otomobil üreticisi Ford Motor Company'nin kurucusu olan Henry Martin Ford, 30 Temmuz 1863 Wayne County, Dearborn, Detroit, Michigan, ABD'de doğdu. Vikipedi Doğum: 30 Temmuz 1863 Ölüm: 7 Nisan 1947, Fair Lane, Dearborn, Michigan, Amerika Birleşik Devletleri Eşi: Clara Ala Bryant (e. 1888–1947) Ödüller: Elliott Cresson Madalyası Çocukları: Edsel Ford Ebeveynleri: William Ford, Mary Litogot Ford

insan her şeyin ölçüsüdür

insan her şeyin ölçüsüdür insan her şeyin ölçüsüdür paylaş araştır başlıkta ara adini unuttuum bi felsefeye gore doada her$ey icin gecerli olabilecek genel-gecer tek olcu insandir, yani bu felsefeye gore kimsenin olmadigi bir yerde devrilen aac ses cikarmami$tir, yada cikarmi$ olmasinin anlami yoktur sonucta onu kimse duymami$tir, sese anlamli kilan insandir falan filan paylaş02.06.2001 13:35 trenchkot şikayet subjektif relativism. her şey insanlara nasıl geliyorsa ona göre öyledir. misal esen rüzgar benim için soğuktur ama sana sıcak geliyordur. hangisinin doğru olduğun tartışılır ve kesin bir sonuç çıkmaz. paylaş02.06.2001 13:52 ~ 13:56 psi şikayet (bkz: herkesin tuttuğu kendine) paylaş02.06.2001 14:06 psi şikayet insanların katılmaktan kendilerini alamadıkları bir düşünüş biçimi. o kadar ki evren'in evrimini bilinç öncesi dönem ve bilinç sonrası dönem diye ikiye ayıran gayet ciddi, gayet zeki insanlar bile vardır. (bkz: many worlds) onlara göre evren, kendi halinde, efendi efendi takılmaktayken bilincin oluşması ve çevresine bakmasıyla değişmiş, bilinç, gözlediği her yerde kainatı süperpoze durumundan bir tercih yapmaya itmiştir - ki bana göre salakçadır. paylaş16.11.2003 21:46 ~ 21:49 sirius şikayet algı olmadan ölçüden bahsedilemeyeceği için doğru bir önerme bence. gerçeğe en fazla algılarım kadar güvenebilirim ve algıma güvenip birşeye gerçek diyorsam onu ölçülendirme hakkını da kendimde görürüm. gerçek kusura bakmasın ama ona algımdan daha fazla güvenmem için bir sebep sunamadı bana henüz. paylaş17.04.2008 12:27 ~ 10.05.2008 21:53 alissa şikayet protagorasın ünlü deyişi; "man is the measure of all things: of things which are, that they are, and of things which are not, that they are not" "insan her seyin olcusudur: var olan seylerin var oldugunun; var olmayanlarinsa var olmadiginin."" paylaş01.12.2008 11:46 iqt şikayet (bkz: protagoras/#31172496) paylaş04.12.2012 00:05 yerleyeksan şikayet burda anlatılmak istenen inancın sübjektif ve izafi olduğudur. bir kişi için doğru olan diğeri için yanlış olabilir. ahlak hakkında da aynı şeyleri düşünebiliriz. protagoras'a göre hiçbir şey kendiliğinden iyi değildir. bir şeyi etik ya da doğru yapan şey toplumun ya da kişinin onun öyle olduğuna karar vermesidir. paylaş29.10.2013 12:26 muhafazakar playboy şikayet "insan her şeyin ölçüsüdür" hakkında bilgi verin aydınlatın

protogaras